20 Nisan 2010 Salı

Relationship Between Men and Chicks


Farklı cinsiyetlerden (çok da "farklı" olmasın) iki çocuk düşünün. Biri EVCİLİK oynamak isterken diğeri DOKTORCULUKta ısrar ediyor.

Birinin en sevdiği oyuncak bir araba iken öbürünün ki Barbi Bebek.

Şimdi bu çocukların büyüdüklerini hayal edelim. Biri doktor olmuş ve hep istediği arabayı almış. Diğeri de Barbi bebek kadar/gibi güzelleşip doktorla evlenmiş.

Peki sorun ne? Onları boşanmanın eşiğine getiren, ilişkilerindeki temel yanlışlık ne?

Erkek; tüm gün bir eli yağda, öbürüsü duruma göre burunda veya yüz derisini germekle meşgul olan bir estetik cerrahı. Karısının onu çok sıkboğaz etmesinden şikâyetçi.

Kadın; tüm gün bir eli Arzu`da öbürü Berk`de (çocukları) olan bir ev hanımı. Kocasının onu ihmal etmesinden bıkmış.

Sorun şu: İkisi de HAYVAN!

Üremeleri için onları bir araya getiren vücut kimyasalları azaldıkça, tekrardan insana dönüşen Dr. Jekyll ve Miss. Hyde ile karşı karşıyayız.

İflaslarını açıklayacağım "insani kurgular" bağlamında açıklayayım:

Irklara, dile, dine vs. dayalı tüm insani sınıflandırmaların düştükleri bir hata vardır. Bu "insanın" ne olduğu ve nasıl bu hale geldiği konusundaki cehaletten kaynaklanır.

Genel olarak hayatın ortaya çıkışı karşısında bu ayrımlar anlamsızlaşır. Kökenimizin ortak oluşu, birbirimizden "insan olma" bağlamında farkımız olmadığını gösterir.

Cinsiyete göre ayırmacada da böyledir. Her ne kadar "gerçek" görünse de özünde "deri rengi" kadar yüzeyseldir.

Şimdi başa dönelim. İnsan nedir?
Onu "ayıdan" ayıran nedir?
Ayının pençesiyle, insanınsa oltayla balık avlaması mı?
Yoksa ayının asla yapamayacağı bir eylemde mi aramalıyız farkı?

"BEN VARIM!" işte bu kadar basit. (Ve bir o kadara karmaşık?)

Varolduğunun bilincinde olmaktır, insan olmak. Ve bu şekilde tanımlanınca, kadın - erkek arasındaki ayrım kalkıyor. Çünkü "BEN VARIM!" demenin penislisi veya vajinalısı ("Vanilya" kelimesine ne de çok benziyor) yoktur.

Varoluş karşısında düştüğümüz pozisyon böylesine AYNI iken, yataktaki pozisyona göre bir AYRIM kurgulamak hatadır.

Toplumun dayattığı rollere, kurgulara göre kendini tanımlayanlar, HAYVANken çok mutludurlar. Çünkü bu kurgu-kurallar o yönümüzün davranışlarını düzenlemek için oluşturulmuşlardır.

NOT: Hayvanken`i tanımlarsak; ilgili vücut kimyasallarına uygun davranırken...

Ancaaak! Felsefi sorunlar, bizi insan yapan bilincimizin gündemine geldiğinde işler karışır. İlişkilerini değerlendirenler kendilerine sorar:
Kadın sorar: "Bu mu yaa?"
Erkek sorar: "Ne lan bu!?"

Çözüm ne?
Sizi tekrar "hayvan" yapacak vücut kimyasallarına sarılmak mı?
Aldatmak veya yeni bir çocuk yapmak mı?
Alış-veriş, çikolata, evlilik danışmanı?

Bunlar, kanser hastasının, morfin verildiğinde "iyileştiğini" sanmasındaki kadar boştur.

"KENDİNİ BİL!" demiş filozof. Ama ahlaki anlamda (oto kontrol) değil, felsefi anlamda.

O zaman tüm insani kurguların, fiziksel farklılıkların ötesini görebilirsiniz.

Gerçekte ilişki kurduğunuzun kim-ne olduğunu, kim-ne olmadığı fark ederek anlarsınız.

Karısının; kadın, anne, memeli, Müslüman, Kürt, ev hanımı olmadığını anlayan erkek...

Kocasının; erkek, baba, küçük memeli, ateist, Laz, işadamı olmadığını anlayan kadın...

Elbette ki tek taraflı olmaz. İkisinin de bu olgunluğa, bu dış görüye ulaşması gerekir.

Peki bu, işleri nasıl düzeltiyor?

O da sonra... Aaaaa! Elim yoruldu manyak!

- Devam edecek -


Next Episode: How Can We Stop Sinking of Our Relation Ship?

Related Posts with Thumbnails