7 Ocak 2010 Perşembe

Reportaj-Mahal



— Evet, sayın seyirciler… Her zaman olduğu gibi yine Taj-Mahal’deki stüdyomuzda bir konuğu ağırlıyoruz. Şu anda yanımda ünlü aktör Ben Affleck var. Merhaba BEN!
— Bana mı dediniz?
— Yooo… Kendimle konuşuyordum. Hah haha ha! Şaka yaptım. Her neyse. Sanırım bizi izleyenler Türkçe konuşmana şaşırmıştır. İsterseniz dilimizi nasıl öğrendiğinizle başlayalım.
— Aslında bu, ismimin diğer dünya dillerindeki anlamlarını araştırmaya karar verdiğim birkaç yıl öncesine dayanıyor. Arayışımın sonunda fark ettim ki en güzel ve beni en iyi anlatan anlam, Türkçe olanıydı. Bildiğiniz gibi BEN, Türkçe de “ben” demek…
— Anlıyorum.
— Ardından da diğer kelimeleri ve gramerinizi öğrendim. İtiraf etmeliyim sizin diliniz hepsinden güzel!
— Keşke öpmeden önce izin alsaydınız.
— Dayanamadım!

— Peki, ya son filminiz; YUNUSLARLA YÜZÜŞEN ADAM… Duyduğumuz kadarıyla rolünüze hazırlanmak, sizin için çok ilginç bir deneyim olmuş.
—Oynadığım karakter bir balıkçıydı. Bir gün kazayla denize düşüyor ve oradan geçen yunuslar (motosikletsiz olan) tarafından tecavüze uğruyordu… Ben de rolüme hazırlanmak için benzer deneyimler yaşayan balıkçıların takıldığı bir bar buldum ve aralarına karıştım. İnanılmaz insanlar! Öyle iyilerdi ki, belki de dünyanın daha iyi bir yer olması için hepimizin benzer bir deneyime ihtiyacımız var diye düşünmeme neden oldular. Ayrıca yunuslarla çalışmak da olağanüstüydü. Onlardan öğreneceğimiz birçok şey var. Özellikle yüzmek ve çiğ balık yemek konusunda…
—Rol arkadaşlarınızdan biriyle bir yakınlaşma olduğu söylentilerine ne diyeceksiniz?
— Tamamen bir yanlış anlama… Bir arkadaşıma, yunusların memeli olduğunu kanıtlamaya çalışıyordum. Zaten sütün tadı da pek güzel değildi. Balık tadı vardı. Biz de arkadaş kalmaya karar verdik.
—Peki, tecavüz sahnesinde zorlandınız mı?
—Tabi ki zorlandım. Zira tecavüz zorla yapılan bir ilanı aşktır.
—O şekilde zorlanmak değil. Yani oynarken zorlandınız mı?
— Ah! Evet. Bildiğiniz gibi suda çığlık atmak zordur. Ayrıca gerçek bir tecavüz izlenimi vermek için yunusların, giysilerimi çıkarmaları gerekiyordu. Ama yüzgeçleri buna uygun değildi. Bu nedenle senaryoda değişiklik yapmak zorunda kaldık. Ve filme bir ahtapot ekledik. Adını da ben koydum; Coşkun!
—Filmin belgesel dalında Oscar’a aday gösterilmesi sizce doğru mu?
—Bana aktör demeleri ne kadar doğruysa…
—Bundan sonraki projeniz ne olacak?
—Emin değilim ama bu filmin devamı gelecek. Sanırım bir DÖRTLEME olacak; Yunuslarla Yüzüşen Adam, Namus Belası, Yunusları da Vururlar ve son olarak Balıkların Efendisi; Jaws’ın Dönüşü…
—Evet, sayın seyirciler. Bir Reportaj-Mahal’in sonuna daha geldik. Eklemek istediğin son bir şey var mı BEN?
— Tabi. Lütfen korsan film almayın. Bırakın; 2 TL'ye satılabilinecek bir şeyi size 15–20 TL'den satmaya devam edelim.
— O halde ben de (BEN olmayan) bir şey söyliyim; Emeğe saygı gösterin ve her ay emek vererek kazandığınız maaşın, 2 TL den fazlasını, film izlemek için harcamayın. Yazıktır! İyi akşamlar.



Related Posts with Thumbnails